Aladağlar’ın şerpaları: Katırlarla zirve yolculuğu

Aladağlar’ın şerpaları: Katırlarla zirve yolculuğu
NİĞDE (İHA) – Aladağlar’ın sakinleri atlarıyla dağcılara yol göstererek Anadolu’nun ’şerpaları’ olmayı sürdürüyor. Türkiye’de kaybolmaya yüz tutan mesleklerden biri olan katırcılık, Aladağlar’da dağcılık ve kamp yapanların desteğiyle ayakta kalıyor. Himalayalar’da dağcılara yol arkadaşlığı yapan şerpalar gibi, Aladağlar’da da yöre halkı ve katırları dağcıların en büyük yardımcısı oluyor. Adana, Kayseri ve Niğde sınırlarında...

NİĞDE (İHA) – Aladağlar’ın sakinleri atlarıyla dağcılara yol göstererek Anadolu’nun ’şerpaları’ olmayı sürdürüyor. Türkiye’de kaybolmaya yüz tutan mesleklerden biri olan katırcılık, Aladağlar’da dağcılık ve kamp yapanların desteğiyle ayakta kalıyor. Himalayalar’da dağcılara yol arkadaşlığı yapan şerpalar gibi, Aladağlar’da da yöre halkı ve katırları dağcıların en büyük yardımcısı oluyor.


Adana, Kayseri ve Niğde sınırlarında yükselen Aladağlar, her yıl binlerce yerli ve yabancı doğa tutkunu ağırlıyor. Zirvelere tırmanmak isteyen dağcıların en büyük destekçisi ise yöre halkının atları oluyor. Niğde’nin Çamardı ilçesine bağlı Çukurbağ Köyü’nde yaşayan Ahmet Üçer, dede yadigarı mesleğini sürdürerek kampçı ve dağcılara lojistik destek sağlıyor. Katırlarıyla 1800–2250 metre rakıma kadar araçlarla gelen ziyaretçilerin eşyalarını katırlara yükleyen Üçer, çantaları ve kimi zaman yürümekte zorlananları 3000–3100 metredeki kamp alanlarına ulaştırıyor. "Lojistik destek olmasa birçok dağcı bu faaliyetleri yapamaz. Atlar bizim elimiz, ayağımız. Onlar olmadan dağda pek çok yere gidemiyoruz" diyen Ahmet Üçer, yaz aylarında üç ay boyunca dağlarda kalarak ziyaretçilere destek veriyor. Üçer; "Aladağlar Türkiye’nin Alpleri. Bu bölge yalnızca dağcıların değil, doğa tutkunlarının da uğrak noktası. Fotoğrafçılar, kuş gözlemciler, yürüyüşçüler, koşucular dünyanın dört bir yanından bölgeye geliyorlar. 30 yıldır biz bu dağlardayız. Atçılık, katırcılık, kampçılık, rehberlik hizmeti veriyoruz. Aladağlar’da kamp alanları genelde 1800 metre, 2100 metre, 2250 metre civarında. Sonraki yükseklikler için atlar devreye giriyor. Atlar devreye gittikten sonra da rahat kamp alanlarına ulaşabiliyoruz. Gelenler birkaç gün kamp yapıp oradan her gün bir zirveye gidip geliyor. Göllerde yüzüyorlar ama atlar olmadığı zaman bu eşyaları götürüp getirmek güç oluyor" dedi. Aladağlar’ı her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini söyleyen Üçer; "Aladağlar gelenlerin hayran kaldığı bir yer. Sadece dağcılar değil fotoğrafçılar, kuş gözlemcileri, yürüyüşçüler veya sadece at binmeye gelenlerin de olduğu bir yer. Aladağlar’a gelenler doğayı seven ve dağın kıymetini bilen insanlar" ifadelerine yer verdi.


Aladağlar’daki mesleğin kuşaktan kuşağa aktarıldığını gösteren en güzel örneklerden biri de 13 yaşındaki Mahmut Selim Üçer. Babasıyla birlikte dağcılara ulaşım ve rehberlik desteği veren Mahmut Selim; "Babam insanları araçla yukarı çıkarıyor, ben de çantalarını at ile götürüyorum. Üç yaşından beri ata biniyorum. Buralardaki rotaları biliyorum, bazı dağcılara rehberlik de yapıyorum. Yazları dağda vakit geçiriyorum, kışın ise okuldayım" dedi.


Nepal’in Himalaya Dağları’nda yaşayan Şerpa halkı, yüzyıllardır bölgeye gelen dağcıların en büyük destekçisi olarak biliniyor. Dünyanın en yüksek zirvesi olan Everest’e tırmanışlarda, yük taşıma, rehberlik ve kamp alanlarının kurulmasında kritik rol üstleniyorlar. Ağır çantaları 8 bin metreyi aşan rakımlara kadar sırtlarında taşıyan şerpalar, dağcıların ’görünmez kahramanları’ olarak anılıyor. Şerpaların rehberlik ettiği dağcılar, onların sayesinde zirveye güvenle ulaşabiliyor. Bu nedenle şerpalar, dağcılık dünyasında dayanıklılıkları, dağa olan hakimiyetleri ve rehberlikleriyle efsaneleşmiş durumda.



Aladağlar’ın şerpaları: Katırlarla zirve yolculuğu

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.