Sezaryan Doğum Mu, Normal Doğum Mu?

Sezaryan Doğum Mu, Normal Doğum Mu?
Son 20 yılda üç katına çıkan sezaryen doğumlar, yalnızca sağlık sisteminin değil, toplumsal yapının da dönüşümünü gözler önüne seriyor. Kadınların doğum kararlarını artık sadece tıbbi tercihler değil, sosyal, kültürel ve ekonomik etkileşimlerde etkiliyor.

Türkiye’de sezaryen doğum oranları son yıllarda hızla yükselmeye devam ediyor. 2000'li yıllarda %21 civarında olan bu oran, 2023 itibarıyla %60’ı aşmış durumda. Bu değişim, yalnızca tıbbi gerekçelerle açıklanamıyor. Sağlık politikalarından toplumsal kurallara, ekonomik koşullardan kişisel tercihlere kadar pek çok etken, kadınların doğum yöntemini seçerken karşılaştıkları tercihleri etkiliyor.

Türkiye Nüfusu Kendini Yenileyemiyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı doğum istatistiklerine göre, canlı doğan bebek sayısı 937 bin 559 oldu. Bu rakam, önceki yıllara göre oldukça düşük. Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 1,48 ile nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un çok altında kaldı. Bu durum, Türkiye'nin artık nüfusunu doğal yolla yenileyemediğinin bariz kanıtı.

İllere göre doğurganlık hızlarında da büyük farklar bulunuyor:

  • Şanlıurfa: 3,28

  • Mardin: 2,72

  • Şırnak: 2,55

  • Bartın ve Eskişehir: 1,12

  • Çanakkale: 1,22

2024 itibarıyla Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında doğurganlıkta 9. sırada.

Çanakkale’de Durum Ne?

2023 yılı verilerine göre Çanakkale’de sezaryen ve normal doğum oranları eşit: %50- %50. Türkiye’de ender denge yakalanabilen şehirler arasında. Sağlık altyapısının güçlü olması, doğum öncesi hizmetlerinin yaygınlaşması ve kadınların sağlık konusunda bilgilendirilmesi bu dengenin kurulmasında büyük rol oynuyor.

Türkiye Genelinde Sezaryen Doğum %60’a Yükseldi!

2000'li yıllarda Türkiye’de sezaryen doğum oranı yalnızca %21 civarındaydı. Ancak yıllar içinde artarak, 2023’te %60 seviyesine yükseldi. Bu artışın sebeplerinin en başında, kadınların iş yaşamındaki yerinin artması ve doğum tarihlerini daha kolay planlayabilme isteği bulunuyor. Ayrıca, sezaryen doğumun toplum tarafından güvenli olduğu algısının oluşturulması anne adaylarının bu yöntemi daha fazla tercih etmelerine yol açıyor.

Türkiye’de Sezaryen Oranları:

  • 2000: %21

  • 2005: %30

  • 2010: %46

  • 2015: %53

  • 2020: %57

  • 2023: %60

Sezaryen doğum, özellikle özel hastanelerde daha da yaygınlaşmış durumda. Devlet hastanelerinde ise bu oranlar daha düşük. Devlet hastanelerinde doğumların büyük çoğunluğu yasalar gereği normal doğum ile gerçekleştiriliyor..

Kadınlar Doğum Yöntemini Seçerken Nelerden Etkileniyor?

Kadınların doğum yöntemine karar verme sürecinde sadece tıbbi zorunluluklar bulunmuyor. Fiziksel, duygusal ve toplumsal faktörlerinde etkisi oldukça fazla. Doğum yöntemi seçiminde etkili olan başlıca faktörler arasında ise tıbbi zorunluluklar, korku, planlama isteği, sosyal kültürel etkiler, hekim tavsiyesi ve hukuki kaygılar yer alıyor. Fakat şunu unutmamak gerekiyor kadınlar hangi doğum yöntemini seçerse seçsin hepsinin tek bir ortak hedefi var; Bebeklerine sağlıkla kavuşabilmek.

  • Tıbbi Zorunluluklar: Bebeğin ters gelişi, plasenta sorunları, annenin sağlık durumu.

  • Korku ve Güvenlik Algısı: Ağrı korkusu, doğum sırasında kontrol kaybı ve hastane ortamındaki belirsizlikler.

  • Planlama İsteği: Kadınlar, doğumlarını iş yaşamlarına uygun bir şekilde planlamak isteyebiliyor. Sezaryen, belirli bir tarihte yapılabileceği için bu yönüyle daha avantajlı görülüyor.

  • Sosyal ve Kültürel Etkiler: Aile baskısı, toplumda daha fazla tercih edilen yöntem ve sosyal medyada paylaşılan doğum hikâyeleri.

  • Hekim Tavsiyesi ve Hukuki Kaygılar: Doktorların sezaryen önerisi, doğumun güvenli olacağına dair güçlü bir algı oluşturabiliyor. Ayrıca, bazı hastaneler hukuki nedenlerden ötürü sezaryeni öneriyor.

Türkiye Geneli Güncel Verileri

2000’li yılların başında %21 olan sezaryen doğum oranı, 2023 itibarıyla %60 seviyelerine ulaştığını belirtmiştim. Bu artışta özel hastanelerdeki yüksek sezaryen oranları belirleyici unsurlar arasında yer alıyor. Devlet hastanelerinde genellikle ebelerin öncülük ettiği süreçler, normal doğumu öne çıkarırken; özel hastanelerde sezaryen, planlama kolaylığı ve tıbbi kontrol avantajları nedeniyle daha yaygın.

Hastane Türü

Sezaryen Oranı

Normal Doğum Oranı

Devlet Hastaneleri

%25-30

%70-75

Özel Hastaneler

%55-60

%40-45

İllere Göre 2023 Verileri

İl

Sezaryen (%)

Normal Doğum (%)

İstanbul

68

32

Ankara

61

39

İzmir

66

34

Van

35

65

Erzurum

38

62

Diyarbakır

40

60

Çanakkale

50

50

Tabloda görüldüğü üzere;

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devlet hastanelerinin yoğunluğu normal doğum oranlarını artırırken, Batı illerinde özel hastanelerin etkisiyle sezaryen oranları artış gösteriyor.

Sağlık Çalışanları Değil, İnsanlar Korkutuyor!

İki çocuk annesi Reyhan Demir, biri kamu biri özel hastanede gerçekleşen sezaryen doğumlarını şöyle anlattı:

“İlk doğumumda sezaryen zorunluydu. İkinci hamileliğimde ise içimde hep normal doğum isteği vardı. Ancak doktor değerlendirmesi sonucu yine sezaryen doğumu seçmem gerekti. Hem özel hastanede hem de devlet hastanesinde doğum yaparken sürekli normal doğuma yönlendirildim. Hekimlerin bana sıkça söylediği bir cümle vardı: ‘Bebeğin tam gelişimi için bir saat bile fark yaratabiliyor. Hastane kontrollerine gittiğimde ise bu sözün ne kadar doğru olduğunu anladım. Sezaryan doğum ile erken doğan tam gelişemeyen onlarca bebek vardı.”

Demir sözlerine şöyle devam etti:

“Anneler bazen sağlık personelinden çok, çevresinden gelen yorumlara göre karar veriyor. Birileri bir şey yazıyor ve bir anda herkes korkuyor. Aslında doktorlar da çok bilinçli ama insanlar onların sesinden çok, sosyal medyayı dinliyor.”

Reyhan Demir, kadınların suçluluk hissetmeden kendi bedenleri ve bebekleri için en doğru kararı verebilecekleri bir ortamın önemine dikkat çekti:

“Doğum bir tercih değilmiş gibi davranılıyor. Oysa kadınların özgürce ve bilinçli şekilde karar vermesi gerek. Yargılanmadan, desteklenerek. Çevreyi değil doktorlarını dinleyerek hem bebekleri hem de kendileri için en doğru kararı vermeleri gerekiyor.”

“Doğum Bir Süreç” – Op. Dr. Hasan Ulaş Başyurt

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Hasan Ulaş Başyurt, doğumun bireyselleştirilmiş bir süreç olduğunun altını çizdi. “Eğer tıbbi zorunluluk yoksa her zaman ilk tercihimiz normal doğum olmalı. Anne daha hızlı toparlanır, anne sütü daha erken gelir ve bebekle bağ daha hızlı kurulur. Sezaryen güvenli ama gerektiğinde başvurulması gereken bir yöntem. Doğum yönteminin ise her kadında farklılık göstereceğini ve doğumun bir süreç olduğunu da unutmamak gerek.”

Ekonomik ve Psikolojik Nedenler

Sezaryen doğum, hastane masrafları, yatış süresi ve medikal gereklilikler nedeniyle %25-30 oranında daha pahalı. Özellikle özel hastanelerde bu durum, doğrudan doğum tercihlerine etki edebiliyor.

Psikolojik açıdan da bazı farklılıklar dikkat çekiyor. 2018’de yapılan bir çalışmada:

  • Normal doğum yapanların %70’i süreci “doğal ve kontrol edilebilir” olarak tanımlarken,

  • Sezaryen geçirenlerin %55’i benzer bir hissiyata sahip olduklarını ifade etti.

Uluslararası Veriler

Ülke

Sezaryen Oranı (%)

Türkiye (2023)

60

ABD (2020)

32,2

Brezilya

55,5

İtalya

20

Birleşik Krallık

20

Birçok Avrupa ülkesi, sezaryen oranlarını düşürmek için doğum eğitimlerini yaygınlaştırıyor, ebe desteğini artırıyor ve planlı doğumlara sınırlamalar getiriyor.

Kaynakça:

  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 Doğum İstatistikleri Bülteni, Yayım Tarihi: 21 Mayıs 2025

  • Sağlık Bakanlığı Sezaryen Oranları Raporu

  • Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sezaryen Doğum Raporu

  • Röportaj: Reyhan Demir (anne deneyimi)

  • Görüş: Op. Dr. Hasan Ulaş Başyurt (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı)

  • 2018 Türkiye Perinatal Psikoloji Derneği Araştırması

Hande Demir

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.