"Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon ilk kez toplandı
"Terörsüz Türkiye" diye adlandırılan sürece ilişkin TBMM’de kurulan komisyon, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplandı.
Komisyon, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşması ile başladı. Kurtulmuş, konuşmasının ardından komisyona katılan partilerin temsilcilerine söz verdi. İlk olarak söz alan Yeni Yol Grup Başkanı Bülent Kaya, "Komisyonun; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukuk güvenliği, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, bazı yargı kararlarının yerine getirilmemesi gibi başlıklarda alacağı inisiyatif, geniş toplumsal kesimlerin siyasete ve demokrasiye olan inancını artıracağını ve bununla beraber farklı kesimlere dokunularak yapılacak iyileştirmelerin sürece olan katkıyı ve desteği artıracağına inanıyoruz. Biz elbette uzun bir siyasi tarihin bütün yükünü ve sorunlarını bu komisyonun omuzlarına yükleme taraftarı değiliz. Ancak sürecin sadece güvenlik bürokrasisinin ihtiyaç duyduğu düzenlemeler ile toplumun beklentileri arasında bir optimum denge kurabileceğinize inanıyoruz. Böyle bir dengenin sürece olan toplumsal desteği artıracağına ve siyasal riskleri de minimalize edeceğine inanıyoruz. Dolayısıyla burada geniş bir çerçevede ülkenin bütün sorunlarını çözmeye aday bir komisyon olarak değil ama sadece araştırılmış birkaç konuyu ele alan bir komisyon da olmama noktasında bir gayret içerisinde olacağız. Biz ana eksenin örgütün silah bırakmasına odaklandığının farkındayız ama örgütün silah bırakmasından sonra nasıl bir Türkiye tahayyül ettiğimizi, nasıl bir demokrasi ve hukuk devleti istediğimizi konuşmazsak süreci eksik olarak tanımlanmış oluruz. Dolayısıyla komisyon silahlarını bırakmaya karar vermiş bir örgütün tasfiye sürecine şahitlik etmesinin yanı sıra ülkemizin demokrasi açığını kapatmakla ile ilgili bir çalışma içerisinde olmalıyız" diye konuştu.
"Yeni anayasa hazırlamak ve anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi komisyonun bir görevi de yoktur"
Kaya’nın ardından söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız konuşmasında Türkiye’nin eline çok büyük bir fırsat geçtiğini belirterek, "Ülkemizin enerjisini sömüren, sosyal maliyeti gerçekten çok yüksek bir terör belasını tarihin çöplüğüne atmak için elimizde büyük bir fırsat var, bu fırsatı heba etmeyelim. Birbirimizi itibarsızlaştırmak yerine anlamaya çalışalım ve komisyonun değerli üyelerinin buna uyacağını umuyor ve bekliyorum. Bu komisyondaki görevimiz terörsüz Türkiye ile bağlantılı olarak bazı sorunların çözümü konusunda farklı görüşlerin kesişme noktalarını tespit ederek müşterek çözümler üretmektir. Askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenimize, şehidimize ve terör nedeniyle büyük bedel ödeyen masum insanlarımıza karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten, vatandaşların ülkeye aidiyetini ve devlete güvenini pekiştiren adımlar atılırken yeni bir dili de inşa edelim. Ayrıca bu süreç 2013-2015 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-25 versiyonu değildir. O süreç tekrarlanmıştır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm sürecine katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için 4 maddelik bir kanun maddesi hazırlanmış ve çıkarılmıştır. Bu kanun halen yürürlüktedir ancak bu dönemde benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak ve anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi komisyonun bir görevi de yoktur" dedi.
"Kürt sorunu başta olmak üzere temel sorunlarımızın güvenlikçi yaklaşımlarla çözülemeyeceği ortadadır"
DEM Parti adına konuşan Grup Başkan Vekili Gülistan Koçyiğit, " Bugün burada Kürt sorununun demokratik, siyasal ve barışçıl yöntemlerle çözüm yollarını ele almak üzere bir arada olduklarını dile getiren Koçyiğit, Bu toplantının Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların ortak yaşamına, hukukuna ve demokratik geleceğine katkılar sunacağını özellikle altına çizmek isteriz. Kürt sorunu yalnızca Kürt halkının yaşadığı özgürlük ve eşit yurttaşlık sorunları çerçevesinde değil, aynı zamanda evrensel hukuk, özgür siyaset, kardeşlik hukuku ve hukuk devleti ilkesinin işlevselliği demokrasinin niteliği, toplumsal barışın kalıcılığı ve ortak eşit yaşamın temel adil adımlarıdır. Gelinen noktada Kürt sorunu başta olmak üzere temel sorunlarımızın güvenlikçi yaklaşımlarla, demokrasiyi ve özgürlükleri sürekli erteleyen bir anlayışla çözülemeyeceği ortadadır. Ayrıca anadil hakkı da yalnızca pedagojik değil, varoluşsal bir meseledir. Anadilde eğitim kamu hizmetlerine erişim Kürt halkının eşit yurttaş olarak yaşamasının temelidir. Bu hakların güvence altına alınması kültürel çoğulculuğu esas alan bir hukuk düzenine geçiş için önemlidir" ifadelerini kullandı.
CHP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Murat Emir ise "Kürt sorununa dair, en yakıcı sorunların görüşüleceği, konuşulacağı ve sonuç üretileceği çözümler aranacağı yegane mekan elbette ki Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu yüce Meclisimizdir. Yüce meclisimizde her sorunumuzu büyük bir açıklıkla milletimizin önünde, şeffaflıkla, demokratik bir kültürle herkesi kucaklayarak, herkesi kapsayarak, kimseyi geride bırakmayarak konuşmak, bu zeminleri hazırlamak son derece değerlidir. Biz bu komisyonu bu yönüyle değerli buluyoruz ve umuyorum ki bu komisyon çalışmalarında da demokratik, eşit toplum hazırlama, Kürt sorunu dahil acil ve yakıcı sorunlarımıza somut çözümler üretme noktasında başarılı çalışmalara imza atarız ve halkımızın beklediği kimi adımları atmakta başarılı oluruz" dedi.
"Önemli olan hiçbir alt kimliğe saplanmaksızın yeni bir Türkiye meydana getirmek konusunda adımlar atmaktır"
Anayasa’nın çiğnendiği bir dönemden geçtiklerini ifade eden Emir, "Elli yıl aşkın süredir ağır bedellerde ödediğimiz ve artık kurtulmak istediğimiz, sonsuza denk bitirmek istediğimiz bu sorunumuzla ilgili olarak elbette ki güvenlik güçlerimizin bugüne kadar yaptığı mücadele ama onun yanında da Meclisimizin açması gereken kimi siyasi adımları burada açıklıkla tartışmaktan ve gerektiğinde el ele vermekten çekinmeyiz. Ama burada önemli olan toplumsal barışa katkı verecek şehit analarının ve gazilerin gözünün içine bakabileceğimiz ama bundan sonra daha güçlü, daha demokratik, daha eşit, daha adil bir Türkiye meydana getirmek konusunda da Türk Kürt hiçbir etnik yap ayrımı yapmaksızın Alevi Sünni hiçbir mezhep ayrımı yapmaksızın veya hiçbir alt kimliğe saplanmaksızın yeni bir Türkiye meydana getirmek konusunda adımlar atmaktır. Bizim görevimiz bu olmalıdır. Ama değerli arkadaşlar Anayasa’nın rutin olarak çiğnendiği bir düzenden geçiyoruz. Anayasa çiğnenmektedir" diye konuştu.
"Terörsüz Türkiye bir millet projesidir"
Dünyanın çalkantılı bir dönemden geçerken Türkiye’nin de tarihi bir kararın eşiğinde olduğunun altını çizen AK Parti Grup Başkan Vekili Abdulhamit Gül, "Terörsüz Türkiye bir millet projesidir. Milletimizin besleyip büyüttüğü bir özlemdir. Bu topraklarda yaşayan her bir ferdin talep ve beklentisidir. Bu proje emperyalizmin oyunlarını boşa çıkaran bir adımdır. Emperyal güçlerin bölgedeki çıkar hesaplarına karşı Türkiye’nin ilk duruşunun bir tezahürüdür. Bu hedefin gerçekleşmesinde devletin kararlılığı ve siyasetin sahiplenmesi çok önemli bir eşiktir. Siyaset kurumumuzun bu konuda pozitif tutumu olması da bu süreçteki önemli kaldıraçtır. Sürecin Yüce Meclis çatısı altında yürütülmesi demokratik bir zemine kavuşmasıdır. Temsilin ve vekaletin olduğu yerde meşruiyet de vardır. Seçmenlerin kahir ekseriyetinin temsil edildiği, demokratik temsil kabiliyeti çok yüksek bir Meclis’te, böyle bir heyetin süreci sahiplenmesi Türk siyasi tarihimiz ve devlet pratiğimizde önemli bir örneklik teşkil etmektir. Bu süreç yarım asırlık bir acıyı sona erdirmeyi hedefleyen bir kardeşlik projesidir. Terörün aramıza koyduğu duvarları yıkmak, aynı bayrak altında yeniden kenetlenmek için daha güçlü bir şekilde buluşmak için tarihi bir fırsattır. Farklı siyasi partilere ve dünya görüşlerine sahip olsak da bu Meclis çatısı altında ortak duygularla aynı amaç için bir aradayız" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.