Esra Nur Çay

Esra Nur Çay

Onların anıları mücadelemizde yaşayacak!

Onların anıları mücadelemizde yaşayacak!

Gençlik, tarih boyunca cesaretin ve devrimin en güçlü simgesi oldu. Türkiye’de gençlerin, toplumsal düzeni sorguladığı, sisteme karşı direniş gösterdiği, en bilinen örneklerden biri de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesidir. 68 kuşağının sesi ülkede büyük yankılar uyandırdı. Deniz Gezmiş ve yoldaşları, bu ülkede bir şeylerin değişmesi gerektiğinin farkındaydılar ve sadece sözde değil, eylemde de bunu ispatladılar.

Bugün, 19 Mart eylemleri ve benzeri hareketlerle sokaklara dökülen genç arkadaşarımızın tepkisi de benzer bir çağrıyı taşıyor. "Değişim şart." Belki bu eylemler, Deniz Gezmiş’in mücadelesiyle direkt olarak tekrarlamıyor; ancak aynı bıkkınlığı, aynı cesareti taşıyor. Deniz ve arkadaşlarının, "Yaşasın tam bağımsız Türkiye!" sloganının sınırlarını aşan bir isyanı vardı. Onlar, bir yandan ülkenin geleceği için savaşırken, diğer yandan emperyalizme olan savaşlarıyla da ölümsüz oldular. O zamanlar, devletin baskısı ve haksızlıkları karşısında amansız bir mücadeleye giriştiler.

Bugünse, gençler tıpkı Gezmiş'in zamanındaki gibi, adaletsizliklere, eşitsizliklere, özgürlüklerinin kısıtlanmasına karşı bir duruş sergiliyorlar. 19 Mart’taki gibi kitlesel protestolar, gençlerin artık sadece köleleşmiş bir toplumda yer almak istemediğini ve hakları için savaştıklarını gösteriyor bize.

Deniz Gezmiş ve onun gibi devrimci ruhlara sahip öğrencilerin mücadelesi, 68 kuşağını ölümsüz kıldı. Onlar, sisteme karşı sadece sözde değil, fiilen de direndiler. Üç fidan ve yoldaşları, kendi hayatlarının ötesinde bir dünya düzeni kurmak istediler. Bugün de aynı cesaret ve tutku, gençlerin elinde.

Ama ne yazık ki günümüz gençliğinin büyük bir kısmı, kiminle mücadele ettiğini bilmeden, sloganlarla öfke kusuyor. Eylem, artık bir direniş değil; çoğu zaman görünür olmak için yapılan bir gövde gösterisine dönüşüyor. Bilinç, yerini kısa süreli heyecanlara, örgütlü mücadele ise yerini meydanlarda boy göstermeye bırakıyor. Denizlerin taşıdığı ideallerin, bugünün genç zihinlerinde derin bir karşılık bulamıyor. Ne yazık ki gençlik daha kim ve ne ile mücadele etmesi gerektiğini bile bilmiyor.

Toplum, devrimci seslere karşı genellikle tutucudur. Halk bazen korkar. Ama unutmayalım ki, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını da zamanında susturmak istemişlerdi. O zamanlar onları hayalperest olarak görüyorlardı. Bugün de benzer şekilde, hükümeti eleştiren ve değişim isteyen gençler, pek çok kişi tarafından sadece heyecan arayan bireyler olarak görülüyor olabilir. Ancak toplumu değiştirebilecek ve bunu haykırabilecek kişiler gençlerden başkası değil.

Bugün, 19 Mart eylemleriyle sokaklara dökülen gençlerin de aynı şekilde sadece bireysel bir çıkışı değil, toplum adına bir şeyler değiştirme arzusunu taşıdıklarını söyleyebiliriz. Evet, belki mücadele şekilleri farklı, belki kullanılan dil de değişmiştir, ama her iki hareketin ortak paydası, adalet ve özgürlük arayışıdır.

Bugün genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Korkmayın! Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesinde olduğu gibi, sizin de sesiniz duyulmalı. Sesiniz, sadece kendi hakkınızda değil, toplumun geleceğinde de büyük bir değişim yaratabilir. Değişimden korkmayın! Bir şeyleri değiştirmek isteyen insanlar onurlu insanlardır. Adaletsizlikleri gören ama sesini yükseltmeyen değil sesini çıkaran ve onuru ile mücadele eden insanlardan olun. Tarihin doğru tarafında yer alın. Bügün 6. Filonun önünde secde edenler değil şerefli mücadeleleri ile darağacındaki üç fidan anılıyor. Mücadele etmek tabi ki kolay olmayacak. Ama bir kez daha tekrar etmeliyim ki, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da bir zamanlar hayalperest diye nitelendirildiler. Bugün bizlerin de sokaklarda şahit olduğumuz olay, yalnızca bir başkaldırı değil, aynı zamanda bir mirası yaşatma mücadelesi olmalı. O miras, Deniz Gezmişlerin, özgürlük, eşitlik ve adalet arayışıdır.

Onların anıları mücadelemizde yaşayacak!

Esra N. ÇAY

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esra Nur Çay Arşivi